Yusuf Bey 29 yaşında, tam bir kitap sevdalısı. Topladığı ikinci el kitaplarından bahsederken gözlerindeki mutluluğu ve sesindeki heyecanı farketmemek mümkün değil. Hepsini özenle yerleştirmiş, çocuk kitaplarını hediye ediyor onlar da arkadaş olsun kitaplarla diye. İhtiyaçları için kendi kitaplarını satmak zorunda kaldığı günleri unutmayan Yusuf Bölükbaş gençlere de KPSS ve Liselere Hazırlık Sınavı kitaplarını ücretsiz veriyor. İlk baskı kitaplarını ayırmış onları kimseye satmıyor hatta üzerine satılık değildir diye de bir not iliştirmiş, O’na göre paha biçilemez bu kitaplara.
Muğla Üniversitesi Turizm Bölümünü bitirdikten sonra Selçuk Üniversitesinde lisans alanında yüksek lisansa başlamış, bir yandan kendi eğitimine devam ederken diğer tarafta kalan tüm vaktini sahaflık yaptığı, önceleri harap haldeyken şimdilerde kitap cennetine dönüştürdüğü dükkânında her yaştan insanın kitapla buluşmasına adamış.
Kumda kahvelerimizi yudumlarken Yusuf beye sahaf dükkânı açma fikrinin nereden çıktığı soruyoruz. Muğla’da öğrencilik yaparken sahaflık yapan bir arkadaşından bahsediyor. Sık sık gittiği bu sahaf dükkânından çok hoşlandığını, kitaplar hakkında birçok şeyi burada öğrendiğini ve askerden döndükten sonra Aksaray’da uzun süre eski bir dostu arar gibi kitap kokularının arasında vakit geçireceği bir sahaf dükkânı aradığını, bulamayınca da kendisinin sahaflık yapmaya karar verdiğini anlatıyor. Böylece bir ilki gerçekleştirerek Aksaray’da şu an mevcut tek sahaf dükkânını açıyor. Kitap sevdalılarını kitaplarla buluşturmak, onları bir araya getirip sanatsal ve kültürel yeni oluşumlara vesile olmak istiyor. Yusuf Bölükbaş ikinci el kitapları toplama nedenini anlatırken benim gözümde kimsesiz çocukları sokaklardan kurtarıp sıcacık bir yuvada toplayan babacan bir adam hayali canlanıyor.
Çamaşır makinasının kasnağını maharetli ellerle sanata dönüştüren arkadaşının yaptığı avizenin altındaki ahşap sedirlerde oturuyoruz. Üç tarafımız kitaplarla bezenmiş, sol tarafımızda dükkanın girişinde raflara eski ve antika eşyalar konmuş, hemen önüne parkedilmiş eski bir sarı bisiklet duruyor. Sahaf dükkanının kapılarında vecizeler sıralanmış, ihtiyaç sahipleri ihtiyacı kadarını alsın diye sadaka taşlarına bırakılan mecidiyeler gibi. Fonda Göksel Baktagir’in altı yılda tamamlayabildiği Hayal Gibi bestesinin nağmeleri fısıldıyor kanunun telleriyle ruhumuzun bamteline dokunarak.
Sohbetimizin bir yerinde “sahaflar aracıdır kitaplarla onları sevenlerin arasında” diyor Yusuf bey ve devam ediyor, “sevenleri kavuşturur, okuyucudan okuyucuya aktarır kitapla birlikte gelen tüm hatıraları onlar. Bu kitapların arasından nice hatıralar çıkar, bazılarını ben saklarım ama çoğunlukla yeni sahiplerine bırakırım. Kurumuş karanfiller, siyah beyaz fotoğraflar, notlar, belki yazanın bile unuttuğu şiirler çıkar, bunlar önceki okuyucunun sonraki okuyucuya bıraktığı hatıradır aynı zamanda. İşte bu yüzden seviyorum sahaflığı” diye anlatıyor.
Aslında O’nun hayali kitaplarla insanları, sonrasında kitaplaşan insanları buluşturmak. O konuştukça dinlemenin hazzına ulaşıyorum, yüzüne bakarken ne kadar güzel bir nesil yetişiyor diye heyecanlanıyorum. Adresinizi verelim dediğimde “hayır lütfen, sadece arayanlar, kitap severler bulsun beni” diyor ve ekliyor yüzünde muzip bir tebessümle “tenhada buluşalım”.
Tüm kitaplar ve kitap dostları adına kendisine teşekkür ederek ayrıldım oradan. En kısa sürede tekrar gitmeyi ve kitap severlerle tenhada buluşmayı diliyorum. Kitap severler, siz de mutlaka Yusuf beyle tenhada buluşun. Kitaplarınızı okurken kumda kahve eşliğinde güzel sohbetlerin eminim müdavimi olacaksınız. Tenhada buluşmak üzere. HaberFoto: Ömer SEVGİ
Yorum Yazın