Peki biz neden her gün bu şekilde oturuyoruz?
Burada alışveriş veya başka bir sebepten yorulmuş ve dinlenmek için oturan yada beklemek için oturanların dışında bu konuyu başka bir şekilde ele alalım. Bazı fizyoterapistlerin, uzun süre oturmanın ölüme kadar uzanan pek çok zararı olduğunu söylüyor. Kalp hastalığından aşırı pankreas çalıştırmasına, kolon kanserinden zayıf bacak kaslarına kadar envai çeşit hastalığa davetiye veriyor. Bütün bunları zaman zaman televizyon programlarında ya da gazete ve dergilerde görüyor ve okuyoruz. Buna rağmen hala çok fazla oturuyoruz.
“Hareket berekettir!”. Bu bizim halk arasında kullandığımız ve artık sıkıldığımız klişelerden olsa da hem tıbben hem de psikolojik olarak önemli oranda ‘hareket berekettir’. Aktif yaşamımız nasıl yaşlanacağımızın da anahtarıdır. Yukarı da yazdığımız bütün hastalıkların önüne, yaşam şeklimiz ile kilit vurabiliriz.
Peki bir bahanemiz yoksa bu oturuşa malayani diyebilir miyiz?
Malayani kendisine hiçbir hedef gözetmeyen iş olsun diye laf olsun diye vakit geçsin ömür bitsin diye yapılan faydasız işlerdir. Günlük 10 bin adımı hepimiz duyduk. Uzmanlar bas bas bağırdı! Uzmanların hedef gösterdiği bu 10 bin adım yaklaşık 7 km. denk geliyor ve size daha ergonomik bir beden vermeyi vaat ediyor. Sağlıklı bir beden arzusu da sizi kendinize faydasızlıktan arındırıyor. Etrafa ve özellikle gençlere örnek bir davranış sergileyeceğimiz için de ekstra önem taşıyor.
Öyleyse; Genç yaşlı demeden bir an önce harekete geçip günde en az 10 bin adım atmalıyız. Bir de yanında yarım sayfa dahi olsa kitap okursak tadından yenmez bir hal alır. Çünkü sağlıklı bir beden, sağlıklı bir hafızayı da yanında ister. Kitap okumak zihin sağlığımıza iyi geleceği için; stresimizi azaltacak yanında bir de konsantrasyonumuz güçlenecektir. Baş belası Alzheimer’i da def edeceğiz bu sayede.
Yorum Yazın