© Aksaray Meydan 2020

Çağımızın hastalığı'na adaysınız

Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Dünya genelinde trafik kazalarında, terör saldırılarında ve Alzheimer hastalığından daha fazla ölüme sebebiyet veriyor. Obezitenin artık hükümetler tarafından görmezden gelemeyeceği kadar küresel salgın haline geliyor.

Dünyanın %10dan fazlası obez buda 107,7 milyon çocuk ve 603,7 milyon erişkinin obez olduğu anlamına geliyor. Bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının olması gerekenden daha fazla olmasıyla ortaya çıkan bu hastalığın sayısı gün geçtikçe daha çok artıyor.

Obezitenin çok büyük bir sağlık sorunu olduğuna değinen Aksaray devlet hastanesinde 2 yıldır görev yapan diyetisyen Cansu Ilıkan; “ çağımızın hastalığı olan obezitenin sebepleri sadece yanlış beslenme ve ilaçlar değildir. Dışarıdan aldığımız Fastfood yiyeceklerin içerisinde MSG (monosodyum glutomat) Çin tuzu diye de geçer bu madde kullanılıyor. Bu madde İştahın artmasına, insülin direncinin artmasına ve daha fazla yememize sebep oluyor. Örneğin bir hamburger yediğimizde doymuyoruz belki 3 porsiyon yiyebiliyoruz. Onu dengeli bir öğünle alsak o kalori fazla gelir. Yiyemeyiz adından da anlayacağımız kadarıyla hızlı yiyecek hızlı yediğimiz için beyine tokluk sinyali gitmiyor. Besin artık mideye bağırsaklara ulaşmıyor. Buda bizim fazla yememize sebep oluyor. Günümüzün popüler diyetleri de obezite hastalığını arttıran etkenlerden birisidir. Halkımız hastaneye gelip dâhiliyeye yönlendirilmek ve daha sonra diyetisyene başvurup sağlıklı bir şekilde zayıflamak yerine sosyal medyada dolanan diyetleri uyguluyorlar. Bu çok sağlıksız halkımızın yaptıkları yanlış diyet ile metabolizmayı yoruyor. Haliyle sağlıklı diyetler ile de kilo vermeleri zorlaşıyor. Birde millet olarak karbonhidrata çok düşkünüz. Ekmek, pasta, börek makarna tarzı yemekleri çok yoğun tüketiyoruz. Bölgesel olarak baktığımızda et tüketimi yoğun olan doğu bölgesinde etin içerisindeki yağ oranı ve pişirirken kullanılan yağ oranı da obezitenin artmasında çok büyük bir etken olarak görülebilir.” Dedi.  Ayrıca vatandaşlarımıza kesin bir diyet listesi önermiyoruz diyen Ilıkan; “artık her devlet hastanesinde, aile hekimliklerinde, sağlıklı yaşam merkezlerinde meslektaşlarım görev yapıyor. Vatandaşlarımızın bu ciddi sağlık problemine daha duyarlı olmasını ve diyetisyenlerimizden yardım almalarını bekliyoruz. Hastalarımızı dâhiliye bölümüne ve endokrin bölümüne yönlendiriyoruz. Diyetlerine engel olabilecek herhangi bir hastalık söz konusu olabiliyor, Kullanması gereken ilaçlar olabiliyor. Bizde bu hastalıkları,  kişinin boyunu ve kilosunu göz önüne alarak diyet programı hazırlıyoruz. Besinlerimizi Karbonhidrat, protein ve yağ olarak gruplara ayırdık. Et grubunun süt grubunun meyvenin ekmek tahıl grubunun dengeli bir şekilde dağılmasını istiyoruz. Diyet listelerini de buna göre yazıyoruz. Hastalarımızın aklına şu şekilde geliyor. 6 öğün yemek yiyeceğiz. Böyle bir şey yok. Kişinin sabah uyandığı saat ile akşam uyuduğu saate göre diyet listemizi belirliyoruz. Hastalarımıza ara öğün beslenme düzenini öneriyoruz. Tabiî ki bu diyet listelerine uymaları gerekiyor.” Dedi.

Haber: Nurşen GÖNEN - Kübra AKDEMİR

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER