10 Şubat 2017 Cuma günü Sayın Cumhurbaşkanı açılışlar için ilimize geldi.
Büyük Bölcek köprüsünden sonra, miting meydanına kadar yolları sağlı-sollu Aksaraylı RTE hayranları kapladı. İzdiham nedeniyle zaman-zaman otobüs durmak zorunda kaldı. Sayın Cumhurbaşkanı halkı gülerek selamladı. Otobüsün iyice ağırladığı zamanlarda, sağ ön kapının camının açık olması nedeniyle, kilerinin uzattığı ellere dokundu, kimileriyle de tokalaştı.
Onlar için bir Cumhurbaşkanın eline dokunmak çok önemli idi. Öyle ya, koskoca Türkiye’nin Cumhurbaşkanının eline dokunmak az duyulur bir sevinç midir?
Kimileri o coşkun sevgiyle kendini otobüsün önüne attı, otobüs şoförü firen yapıp, biraz sola veya sağa kırarak sevince matem düşürmemek için bütün gayretini ve ustalığını gösterdi. Öyle bir coşkulu uğultu vardı ki; otobüsün sesini duymak mümkün olmadı. Kimsi kimsenin ne ediğini bilmiyor, kimi sloğan atıyor, kimi sloğanı da bilmeden rast gele bağırıyordu. İtiş-kakış, çoşkunun verdiği hisle, kimsenin dikkat etmediği tabii refleks olmuştu.
O esnadaki bazı konuşmalardan dikkat edebildiğim bir kısmını aktarıyorum:
- Aha valla değdim la!
- Ben de valla.
- Bak-bak gene elini çıkardı.
- Durun ya bi iteklemeyin!
- Geliyor valla!
- Paket de atıyor lan!
- Ne var ki o pakette?
- Bilmem!!!
Pakette ne var hala bilmiyorum, kimseye de sormadım. Paketler uzunca dikdörtgen prizma şeklindeydi. Paketler otobüsün içinden, sağ ön kapının açık penceresinden Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kalabalığa doğru rastgele atılıyordu.
O paketi kapmak için insanlar birbirlerinin üzerine hücum ediyor, paketi kapma çalışıyorlardı. O kalabalıkta kadınların sayıları da epece fazlaydı ve o izdihamdaki itiş-kakışlarda onlar epey mağdur oldular. Neyse ki bir hanım atılan paketlerden biri kapabildi.
Bu ziyarette benim ağrıma giden; bu hediye paketlerin atılış biçimi ile insanların bir paketi alabilmek için yaptıkları izdiham oldu.
Bu olay bana, yıllar önce sözüm ona bazı hayırseverlerin Güneydoğu Anadolu bölgesinde, kamyonların üzerinden oradaki kalabalığın üstüne paket ve torbaları atmaları, insanların onları alabilmek için birbirini çiğnercesine saldırmalarını hatırlattı. O olaylar o zaman sıkça tekrarlanıyor ve yabancı televizyona malzeme çıkarılıyordu, o kanallar da bunları dünyaya gösteriyordu.
Oysa bunun önüne geçilebilir, fakirler tespit edilerek, onların evlerine dağıtabilirlerdi, ama o zaman yapancı televizyonlara malzeme çıkmazdı.
Biz gelelim Sayın Cumhurbaşkanının attığı hediye paketlerine:
Sayın Cumhurbaşkanı!
Sade ve sıradan bir vatandaş olarak, hediye paketlerin, tarafınızdan milletin üstüne atılmasından ben rahatsızlık duydum. Hele de hemşerilerimin, o paketleri kapmak için yaptıkları izdihamdan, itiş-kakıştan incindim, bu sebeple yüksek makamınızdan bu konunun incelenerek, bir çözüm üretilmesini ve böyle olayların bir daha vukua gelmemesini saygılarımla arz ve talep ediyorum.
Hasan KORKUT
Yorum Yazın