Eski Ramazan Gelenekleri
Eski kuşakların "Nerede o eski ramazanlar" diye iç geçirdiği ramazan geleneklerinin bazıları, günümüzde de hayat bulmaya devam ediyor.
Eski kuşakların "Nerede o eski ramazanlar" diye iç geçirdiği ramazan geleneklerinin bazıları, günümüzde de hayat bulmaya devam ediyor.
Osmanlı döneminde ramazan ayının özellikle Anadolu'nun içlerinde ayrı etkinliklerle kutlandığını ifade edilirken, ramazan ayından önce yapılan en önemli adetin "ru'yet-i hilal" olduğunu söylenirdi. Söz konusu Ramazan Ayı olunca gelenek hakkında bilgi verelim dedik...
"Şaban ayının 29. günü yüksek bir yerden batı ufkuna bakılırdı. Güneş batınca yeni ay hilal şeklinde görülürse ertesi günün ramazan ayının başlangıcı olduğu anlaşılır ve halka duyurulurdu"
Yine eski dönemlerde ramazan ayının 14. gününde 'Hırka-i Şerif'in ziyarete açıldığını anlatan büyüklerimiz, bugün de aynı geleneğin devam ettiği görülmektedir.
Osmanlı döneminde olduğu gibi bugün de ilimizde tüm Camilerimizde sürekli Kur'an okunmaya devam edilmektedir.
Günümüzde olduğu gibi Osmanlı döneminde mahyaların şehri aydınlattığını görmek mümkün olmaktadır. "Ancak o zaman mahya ışıkları bugünkünden daha çok parlamaktaydı, çünkü sokaklar bugün olduğu gibi aydınlık değildi"
"Evlerimizin kapıları iftar zamanında açık olduğundan mutlaklarda misafir ağırlanırdı. Bu sofralarda yoldan geçenlerin, muhtaç olanların da çekinmeden ağırlandığından da bahsedilmektedir. Bugün ise iftar davetleri devam etmekle birlikte anlam ve amacından kaymış görünmektedir. Zira zengin ailelerin yine kendileri gibi zengin aileleri ya da muhitlerinde bulunan kendi seviyelerinde kişileri davet ettiği, israf sınırlarının oldukça aşıldığı sofralar hazırlandığı görülmektedir. Ancak özellikle son dönemlerde fakir ve muhtaçların da çekinmeden sıkılmadan oruç açtıkları büyük iftar çadırları, geleneklerimizin üzerinden ne kadar zaman geçse de anlamlı olarak yaşatılabileceğinin kanıtı olsa gerekir. "
Ramazan Ayı Tüm İslam Alemine Huzur ve Bereket Getirmesi Dileklerimle.....
Yorum Yazın